HOLLANDA

Amsterdam Gezi Rehberi: Eğlenceye Hazır Mısınız?

Bir değişiklik yapıp sondan başlayalım. ”Ey Amsterdam Amsterdam sen mi büyüksün ben mi” diye başladığımız turumuzun sonunda anladık ki Amsterdam daha büyükmüş, bitiremedik a dostlar. Efendim kanallarından su mu içmedik (!), bayırlarında mı yuvarlanmadık (bayır yok, dümdüz şehir), cafelerinde damağımızı mı şımartmadık, Van Gogh’un “kulağını” mı çınlatmadık (ince espri içerir : ) ), Hermitage’ında kendimizi mi kaybetmedik, su içer gibi bira mı içmedik. Hey gidisine hey daha neler neler 😀 . Daha neler neler, maydanozlu köfteler için sizi aşağıya alalım.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet

Bundan 3 sene önce Amsterdam’a gitmeye yeltenmiştik. Ben yine tez yazar gibi araştırmalar yaptım, blogları, siteleri okudum, fotoğraflara baktım, instagram hastaglerini bile kurcaladım. Elimde sayfalarca doküman kalakaldım sonra, çünkü dediler ki “Amsterdam iki bayanın gezmesi için çok güvenli değil.” Biz o dönem dümeni Viyana’ya kırdık, edebimizle gezip döndük. Gelgelelim içimizde bir ukde kalmadı değil. Gel zaman git zaman Barselona’ya gitme arzusuyla doldum. Vize işlemlerinde sıkıntı yaşayınca uçak bileti ve konaklama iyice pahalandı. Barselona yalan oldu. Acaba nereye gidilebilir diye düşünürken aklıma Amsterdam geldi. Hoop uygun uçak bileti buldum (uygun dediğim gidiş dönüş 500 TL, tabi 4 gün sonraki seyahat için düşününce kulağa çok gelmiyor). Bu sefer de konaklama problemi yaşadık. Otel fiyatları uçmuş gitmiş, alternatifleri değerlendirip Airbnb‘yi kontrol ettiğimizde onun da yanına yanaşılmayacağını gördük. Allahtan imdadımıza HotelsCombined yetişti de Amsterdam’a yakın konaklama seçenekleri arasında Haarlem‘i görüp konaklama siteleri arasında fiyat karşılaştırması yapabildik. HotelsCombined‘in sevimli logosu ilgimi çekmişti önce (kutup ayısı : ) ), biraz araştırdığımda aslında bu ayının ne kadar “cool” olduğunu gördüm. Gayet prezantbl, işini ciddiyetle yapan bir ayıcık : ) . Siz sadece tarihleri ve gitmek istediğiniz bölgeyi yazıyorsunuz, o hemen fiyat karşılaştırmasıyla beraber size sunuyor. 4 ayrı siteden bakıp fiyatları akılda tutmaya gerek kalmıyor. HotelsCombined sayesinde en uygun fiyatlı siteden rezervasyonumuzu yaptıktan sonra geriye kısa bir sürede Amsterdam araştırması yapmak kalmıştı. Evet hala aynı yerinde duruyordu 3 sene önce not aldığım tarihi yapılar ama güncel araştırma yapmak da gerekiyordu.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin

Şunu gördüm ki Amsterdam bir derya deniz.. Gidilecek tonla yer, yapılacak tonla şey var.. Özellikle yeme içme konusunda kesin şurada yemelisiniz diye bir olay da yok bence. Hani Viyana’ya gittiğinizde Figlmüller’de “şinitzel” yemeden, Demel’de “apfelstrudel” yemeden dönmeyin denir ya, Amsterdam öyle bir yer değil. Elbette ki ön plana çıkmış lezzetler ve bunları diğerlerine nazaran daha başarılı yapan yerler de var, ama kızarmış patatesi ötekinde değil de berikinde yediğinizde ölümcül bir fark yaşamıyorsunuz. İşte o yüzden kendinizi rahat bırakın, akışına bırakın.. Kanallar arasında süzülüp özgürlüğün tadını çıkarın. Evet, belki konudan komşudan, oradan buradan, facebook’tan twitter’dan duyduğunuz manadaki “özgürlük”ten bahsetmiyor olabilirim ama Amsterdam gerçekten de bulutlar üzerinde süzülen kuş rahatlığıyla gezilebilecek özgür bir şehir.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet2

Öncelikle buradan Amsterdam’a gidip sadece “Red Light District” ve belli oranlara kadar uyuşturucunun serbest olduğu “Coffeeshop”lara gidenlere sesleniyorum. Gitmekle kalmayıp geri dönünce aylarca “vay kafa uçuran kek yedim kafam bi milyon gezdim, yok hatunlar cıscıbıl camlarda, seç beğen al aga” diye milletin başının etini yiyen o güruha sesleniyorum: Kardeş siz çok yanlış gelmişsiniz. Mis gibi şehir, yapılacak bir sürü aktivite, gezilecek güzel yerler, yenilecek leziz yemekler, huzur dolu kanallar, sevimlilik abidesi tarihi evler arasından bula bula bu ikiliyi mi buldunuz sadece! Yarattığınız algı sayesinde Amsterdam’a gideceğim dediğimde herkes “404 Not Found” hatasını veren bakışlar fırlattı bana. Piiiii, yazıklar olsun size, ne biçim bir yokluktur, nasıl bir abazanlıktır, ne haddini bilmezlik, bu ne aymazlıktır. Ohoo daha ben çok çemkiririm de, neyse, gezi rehberini amacından saptırmayayım daha fazla : D .

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-tarihi-ev

Saldım çayıra, mevlam kayıra moduyla yollara düştük.

İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan 3 buçuk saat uçuşla Amsterdam Schiphol Havalimanı‘na vardık. Seyahatimizi Atlas Global‘le yaptık. Yemekler de gayet lezizdi. Atlas Global yurtiçinde olduğu kadar yurt dışı uçuşlarında da iyi bir seçenek bence.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-atlasglobal

Havaalanında yaşadığım “Pasaport Kontrol” adlı korku filmini ayrı bir yazı ile paylaşmayı düşünüyorum, zira tat kaçıran, Cem Yılmaz’ın skeçlerini sonuna kadar haklı çıkaran sahneler yaşadım. Gelgelelim gezinin totalinden o kadar memnun kaldım ki bu tatsız anılar Amsterdam’ı mundarlamaya yetmez, yetemez!

Şimdi gelelim yol ayrımına, malum Amsterdam’da konaklama çok pahalı olduğu için oteli Haarlem’den ayarlamıştık. İşte bu mecburiyet bu gezinin gidişatını bambaşka bir boyuta sevketti. 4 gün bounca Amsterdam gezecek, deyim yerindeyse “Amsterdam’ı sallayacaktık.” (pardon da deyim nerede?). Ama Haarlem’de konaklayınca aaaa Hollanda’da Haarlem diye de bir gerçek varmış diyerekten algılarımız açıldı. Ve belkide gezinin en güzel anlarını Haarlem’de yaşadık. Hah! Herkes Amsterdam’a gider ama çok az kişi Haarlem’e gitmiştir! Pis zenginler, burnunuzun ucundaki mis gibi kentten haberiniz yok. Ve sevgili kendim.. İlk kez fakirliğim bir işe yaradı : D . Haarlem anılarımızı da “Amsterdam’ın Gölgesinde Bir Şehir: Haarlem” de bulabilirsiniz. Hala Amsterdam yazısına varamadık, ot kokusu alamadık.. Sabırla bekleyiniz, pek yakındaaa…

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-haarlem

Schiphol Havalimanı’na vardıktan sonra trenle Central Station‘a gitmek yeterli. Muhteşem sonuç, Amsterdam’a hoşgeldiniz! İstasyon başlı başına bir güzellik. 1889  senesinde hizmete açılan istasyon sizi alıp geçmişe götürüyor (en sevdiğim). Tabi kendi geçmişime değil, efendim Van Gogh (1853-1890) olur, Vermeer (1632-1675) olur (olamadı(!))..  “Aaa o zaman Van Gogh varmıymış” diye şüpheye düşüp bi zahmet google ladım yeni bir “Kürk Mantolu Madonna” vakası yaşanmasın diye. O kadar da altı çizilecek şeyler diil canım deyip güncel geyiği sonlandırıyorum: D . Neyse, Central Station’daki belki de en tarihi yapılardan birinde yer alan Starbucks‘tan bi kahve aldık. O esnada arkadaşım fotoğrafımı çekmeye çalışırken bizim bu akrobatik foto çekme çabamıza içten içe gülmekle kalmayıp dışından da “Du bi ben bunnarın bi fotosunu çekiim de süprüz olsun.” diyen bir Amsterdamlı ava giderken avlamış bizi, fotoğrafımızı çekmiş. Sonra yanımıza gelip “Çok tatlıydınız, ben de sizin fotoğrafınızı çektim, isterseniz mail atabilirim.” dedi ve attı da. Diyeceğim o ki Amsterdamlılar şeker gibi insanlar. Hepsi birbirinden hoşgörülü ve nazik. Benim gibi “aman maneviyat, vay samimiyet, yok hikaye” diye ortalıkta gezinen biri için bir Avrupa ülkesinde bulunan böylesine güzellikler büyük mutluluk kaynağı. Amsterdamlılar iyidir. Sevin onları.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-starbucks

Kahvemizi içtiğimize göre artık şehri keşfetmenin vakti geldi. Central Station‘dan çıkınca bir takım tramvay yolları üzerinden geçtikten sonra ara sokaklardan birine girip o meşhur Dam Meydanı‘na çıkmamanız neredeyse imkansız.

DAM MEYDANI

Her fani bir gün Dam Meydanı’nı tadacaktır! Şehirleri şehir yapan meydanları.. Buraya uğramadan Amsterdam’dan dönmeyi başaranlara madalya takıyorum : ) . Kraliyet Sarayı (Koninklijk Paleis), Kierk Church, Madam Tussauds Müzesi ve Ulusal Anıt ile çevrili oldukça geniş bir meydan.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-dam-meydani

Madam Tussauds Müzesi‘ne hiç gitmedim ama pek ilgimi de çekmiyor açıkçası. Sadece Amsterdam’da bulunan yerlere gitmeyi tercih ederim. Artık başka bir ülkede yapacak aktivite bulamazsam Madam Tussauds‘a giderim bir gün..

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-madam-tussauds

Ulusal Anıt önünde gençler oturup biralarını içiyorlar, bizim Galata Kuledibi’nin eski halini düşünün. Sanırım basamaklı yer görünce insanlarda oturup birşeyler içme güdüsü oluşuyor. Kraliyet Sarayı‘nda I Amsterdam Kart geçmiyor diye gitmedim. Normalde öyle sınırlandırılmayı sevmem ama I Amsterdam Karta ne kadar para verdiğimi öğrenince siz de bana hak vereceksiniz.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet

Pek çok önemli lokasyona Dam Meydanı’ndan yürüyerek rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

I AMSTERDAM CITY CARD

I Amsterdam Kart kendi çapında pek çok müzeye ücretsiz giriş yapmanızı sağlayacak, ücretsiz kanal turu hakkı veren, bazı restoranlarda da %25 indirim sağlayan, ayrıca şehir içi ücretsiz ulaşım sağlayan, ayrıca şehir haritası hediye eden, ayrıca da çok ayrıcalıklı bir karttır. Gelgelelim 24 saatlik olanı 55 €, 48 saatlik olanı 65, 72 saatlik olanı 75, yetmediyse 96 saatlik olanı 85. Biz 2 günlük aldık ama ciğerim de yanmadı değil 65 €’ya. Evet kanal turu var içinde, evet Van Gogh Müzesi, Hermitage Müzesi, Stedelijk Müzesi gibi önemli müzelere giriş kartla bedava ama mesela yine çok önemli olan RijksMuseum‘u ve Kraliyet Sarayı‘nı kapsamıyor indirim. Bence ücretsiz müzelerin listesini incelemeli, nerelere gideceğinize karar verip hesap yapmalısınız. Tam bir müze faresiyseniz bu kart kaçmaz, yok ben kendimi sokaklara vuracağım, çayırda otlayıp, piskilet süreceğim diyorsanız karta gerçekten gerek yok.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-tramvay

Bizi cezbeden o “şehir içi ücretsiz ulaşımı” ise sadece bir kere kullandık Hard Rock Cafe‘ye giderken. Yine yürüyerek gidilebilecek bir yer. Amsterdam keyifle yürünen bir şehir, ayakkabınızı rahat seçtikten sonra yolların nasıl geçtiğini bile anlamayacaksınız emin olun, taksiye falan da binmeyin, ne gerek var yahu. Zaten “taksi şoförleri de hep Türk canım” geyiği artık ortamlarda prim yapmıyor : ) .

amsterdam-city-card5

I Amsterdam kart ile verilen haritada Haarlem, Volendam&Marken ve Zaanse Scans ile ilgili çeşitli bilgilere de ulaşabiliyorsunuz.

Amsterdam’da o kadar çok gezilecek müze var ki hangisine gideceğinizi şaşırıyorsunuz. İlgi alanınıza göre seçim yapmanızda fayda var. Ben I Amsterdam Kartın geçtiği müzelere baktıkça, bakıp bakıp da gidemedikçe depresyona girdim doğrusu. Çünkü hem müze seviyorum, hem de özgürce sokaklar, kanallar arasında gezip canımın çektiği cafeye çat diye oturmak istiyorum. O yüzden belli başlı müzeleri gezip ağırlıklı olarak denk geldiğim mekanları deneyimledim, işte özgürlük budur. Ayrıca bazı müzeler belli ki sırf turistik amaçla açılmış, çanta ve cüzdan müzesi gereksiz geldi örneğin.

AMSTERDAM EVLERİ

Ben tam bir eski ev hayranıyım. Sokak sokak gezip eski evleri bulup onları seyretmeyi çok seviyorum. Yıkılmak üzere olan evlerin fotoğraflarını çekip arşivliyorum, yıkılsalar bile bende yaşayacaklar. Metruk binalara bakıp ağlamaklı olan ben, 100 senenin üzerindeyse evin yaşı, “Tamam aradığım aşkı buldum, beni burda bırakıp gidin!” diyen ben Amsterdam evleri karşısında büyük bir travma yaşadım. Neden mi? Çünkü Amsterdam evleri hem bir mimari harikası, hem de benim aklımın almayacağı kadar eski (500-600 senelik evlerden bahsediyorum!).

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-eskiev

Şirinlik abidesi bu yamuk yumuk evler aynı zamanda da öne eğik duruyor. Sebebi dar alanda kısa paslaşmalar kafasında olan Amsterdamlıların daracık merdivenlerden geçiremedikleri eşyaları evin tepesine taktıkları kancalarla taşımaya çalışırken eşyaların binaya çarpıp zarar görmesini istememeleriymiş. Uzun cümle kurmak bizim işimiz!

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-ev

Kanal turunda öğrendiğim bilgileri sizinle paylaşayım. Dışarıdan “Ay bu evler ne cici, çok şirin, keşşşşke benim olsaaaaa!” demek ne kadar kolaysa bu evlere sahip olmak da o kadar zormuş. Hem çok pahalılarmış hem de bakımı oldukça masraflıymış. Devletin koyduğu tadilat kurallarının dışına çıkmamak gerekiyormuş ve tarihi eser kılıklı bu binaların restorasyonu da pahalı oluyormuş. Bir de bu evler hep kazıklar üzerinde duruyor. Malum Amsterdam sular üzerine kurulmuş bir şehir. Çamur ve balçık içinden kayıp gitmesin bu tatlış evler diye kazıklarla sabitlemişler. İyi etmişler. Aferin.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-amsterdamevi

Suyun üzerinde evleri tutturabilmek için kazık çakmışlar, tamam. Bir de yüzen evler yapmışlar yukarıdaki gibi. Kafayı suyla bozmuşlar velhasılı, ne yapsınlar, su gelir güldür güldür, gel de Amsterdam bizi güldür!

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-ev

AMSTERDAM KANALLARI

Amsterdam’ı iki kelimeyle anlat deselerdi birincisi “bisiklet” ikincisi “kanallar” olurdu. Sular üzerinde kurulu Amsterdam şehri tam bir kanal cenneti. Kuzeyin Venedik’i deyip Amsterdam kanallarını küçümsemenin alemi yok. Her biri birbirinden güzel pek çok kanal ve onlar üzerinde ulaşımı sağlayan yaklaşık 1500 köprüden bahsediyoruz sayın okuyucu!

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-kanalturu

Her kanal gördüğümde çocuklar gibi sevinerek zıpladım, koştum, üşenmedim fotoğraf çekindim. Bir de o köprülere bisiklet park ediyorlar ya, tadından yenmiyor! Bol bol fotoğraf çek, as evinin duvarına, o derece..

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-kanalturu

Şehrin merkezinde 4 önemli kanal var ve bunlar matruşka gibi iç içe geçmiş; dıştan içe doğru Prinsengracht, Herengracht, Keizersgracht ve Singel. Kanalların anatomisini daha yakından görebilmek için size bir doz kanal turu öneriyorum.

KANAL TURU

Hani bizim uşaklar Eminönü’nde, Beşiktaş’ta “Bosforos tur, bosforos tur, bosfor, bosfor, bosfoooor” diye seslenir ya, ve bu boğaz turları İstanbul’u tanımanın en güzel yollarından biridir ya, iddia ediyorum bir Amsterdam gezisi kanal turu yapmadan yarım kalır! O yüzden gezinizin bir gününde muhakkak kanal turu yapın derim. Paraya kıyıp I Amsterdam Kart aldıysanız gözünüz aydın, kartın manasını en çok bulduğu noktadasınız! Şimdi gözlerinizi kapatın (deli misiniz tabii ki de kapatmayın) ve kanallarda kuğu gibi süzülen botlarda Türkçe sesli rehber eşliğinde turun tadını çıkarın.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-canal

Kanal turu Amsterdam’ın güzellik abidesi evlerini daha rahat görebilmeniz için de iyi bir fırsat; çünkü evlerin dibinden yürüdüğünüz için kafayı kaldırıp bakmak yorucu olabiliyor. Ayrıca geziyi yürüme temeline oturtanların ne yazık ki göremeyeceği bazı yapıları uzaktan da olsa görme şansı elde etme açısından da faydalı.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-mimari

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-gezirehberi

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-bilim-muzesi

Bir boyutu da oturduğunuz yerden (yorulmadan) cici cici gezmiş oluyorsunuz. Bir diğer faydası da.. Arkadaşlar tamam, balın faydalarını anlatmıyoruz sonuçta, bu kadar fayda sizce de yeterli değil mi? : D .

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-kanalturu

Ayrıca kaptanımızın espri çabaları da takdire şayandı, demek ki eline mikrofon alana bir espri, dedikodu yapma dürtüsü geliyor. Yalnız kaptan amca sen neyin dedikodusunu yapacaksın anlamadım, sonuçta burası Amsterdam, “Şu yamuk ev varya, o evin sahibi gay biliyon mu?” şeklinde cinsiyetçi bir komiklik çabası içine girsen, sizde zaten o olaylar normal karşılanıyor. Boşuna mı adınız “Özgürlükler Ülkesi”?

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-ev-kanalturu

Velhasılıkelam senin yerel esprilerine güleceğim diye kendimi nasıl kastıysam yarım saat fotoğraf çekemedim : D . Bot kaptanı amcaya da çemkirdiğime göre artık bir takım tarihi yapılardan bahsetmenin zamanı geldi (Öğretmenlik yaparken de bu taktiği uygulardım, çocuklar geyik yapıyoruz oh ne güzel derken patara kütere hücrenin organellerine getirirdim konuyu, masum beyin hücreleri o şokla absorbe ederdi hızla benim verdiğim ulvi bilgileri : D ).

NIUEWE KERK

Bence mimari yapıların adını “yeni” koymamalı. Neden mi, çünkü eskiyor. Bizim Yeni Camii de ha keza.. Tamam Oude Kerk (Eski Kilise) cemaatinin sayıca artmasından sonra inşa edildiği için yeni kilise adı verilmiş olabilir ama artık o da tarihi bir bina sonuçta.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-niuwekerk

Dam Meydanı‘nda yer alan Nieuwe Kerk 14. yy‘da inşa edilmiş, geçirdiği yangınlardan sonra bugünkü haline 1650‘lerden sonra ulaşmış.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-kilise-nieuwekerk

Yapı günümüzde kilise boyutundan ziyade bir sergi alanı olarak kullanılıyor. Biz gittiğimizde “World Press Photo 16” sergisi vardı.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-sergi-wordpress

I Amsterdam Kartımız olduğu için kiliseye ve sergiye indirimli girdik yalnızca 2,5€ ödedik. Böylelikle gidilen yabancı şehirde en az bir sergi gezme hedefimize de ulaşmış olduk. Uslu bir çocuk olup sergimizi de gezdiğimize göre artık çok merak edilen Red Light District konusunu açalım yavaştan.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-fotograf-sergisi

RED LIGHT DISTRICT

Zurnanın zort dediği yere geldik. Pek çok elementi tanıdık, pek çok elementi gördük. Peki ya Red Light District? 14. yy‘da Amsterdam limanına demirleyen denizcilerin hatun talebine istinaden kurulmuş, yol boyunca uzanan camekanlar içerisinde seksi kıyafetler&çamaşırlarla dans ederek müşterilerini çağıran hayat kadınlarıyla dolu bir mahalle burası. Kırmızı ışıklı camekanlar kadınları, mavi ışıklı olanlar ise transları temsil ediyormuş. Her memleketten abla var, kimisinin fiziği güzel, kimisi ise gerçekten kötü durumda. Ayrıca çok zayıfından aşırı tontiğine kadar da bir kilo tayfı söz konusu (Tamam her topal atın bir kör alıcısı vardır, sakin olun). Ben açıkçası şu hatun da çok güzelmiş diyemedim hiç. Hoş bizim abiler ve arabikler tipe de bakmıyor çok, camekandan hatun seçebiliyor ya, Gandalf’ı koysan ona bile yürüyecek.. İşte bunlar hep yokluk, abazanlık.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-redlightdistrict

Adı neden Red Light District derseniz, zamanında bu işi yapan ablalar, ben şu anda ilişkiye müsaitim babında kırmızı ışık yakarmış, Kırmızı Fener Sokağı adı da oradan geliyormuş.

Red Light District‘te camekanlardaki ablaların yanısıra pek çok erotik shop, coffeeshop, erotik temalı sinema ve tiyatrolar, seks şovları sahnelenen mekanlar da var. Tabi soracaksınız gittin mi diye, hayır. Tercih meselesi canlar, ben almıyım, alana da mani olmıyım. Bastırılmış duyguların fışkırması için çok müsait bir yer Amsterdam. Ama öyle anlatılan kadar çılgınlıklar, coşukluklar, apırmalar, sapırmalar yeri değil emin olun. Gerçekten su yerine bira içiliyor, coffeeshoplarda belli oranlarda uyuşturucu serbest, mantar (magic mushroom) ve uyuşturucu madde içeren (muhtemelen marihuana) kekler de pek meşhur. Amma ve lakin bunlar benim zerre ilgimi çekmeyen şeyler. Zaten sokaklar buram buram ot kokuyor, bazı coffeeshopların önüne sis çökmüş gibi resmen. O koku midemi çok bulandırdı açıkçası.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-red-light-district

Bunca şeyden bahsettikten sonra diyeceğim şu ki, galonlarca içilen alkole, otlu sigaralara, mantarlı keklere rağmen bir tane vukuat, taşkınlık, rezillik, kavga-dövüş görmedim! Kimsenin kimseye askıntı olduğunu görmedim. Taciz görmedim, sataşma görmedim, laf atma duymadım. İster inanın ister inanmayın, gezdiğim 4 gün boyunca 1 tane öpüşen çift görmedim. Hiç mi denk gelmez! Yok işte.. Pek tabii olabilirdi de, bunu neden anlatıyorum, Amsterdam’ı ahlaksızlıklar ülkesi olarak görmeyin diye. Herkes kendi halinde, işinde gücünde. Tiki kız yok mesela Amsterdam’da. Herkes rahat kıyafetler tercih ediyor. Tabii bu gözler şık kıyafeti ve topuklu ayakkabısıyla bisiklet kullanıp, bisikletini park edip gece kulübüne giren hoş bayanları da gördü ama kimsenin yüzünde tonla makyaj yok. Yemeyip içmeyip alınan marka ürünleri göze sokma çabası yok. Red Light District’te dahi rahatlıkla çocuklarınızla gezebilirsiniz. Ön yargıları bir kenara bırakınca Amsterdam’ın tadı daha güzel çıkıyor.

COFFEESHOP

Gelelim bir diğer merak unsuruna. Yukarıda bir miktar çıtlattığımız üzere, Amsterdam’da izinlerini almak kaydıyla coffeeshoplarda belli oranlarda uyuşturucu madde satışı serbest ancak alkol yasak. Pek çok yerde şubesini gördüğümüz Bulldog’lar bu işin tekeli gibi olmuş neredeyse. Space cake denilen kakaolu (ben diyeyim kakaolu, siz anlayın neli olduğunu) kekler ile kafayı bulanların hikayeleriyle dolu internet. Biz sadece coffeeshop önünden geçip gittik, o esnada soluduğumuz hava bile rahatsız etti. O yüzden detaylı bilgim benim de yok gençler, üzgünüm. Kısmet değilmiş..

NOT: Ben Amsterdam’ı tanımak, keşfetmek istiyorum diyorsanız bu işlere bence hiç girmeyin. Kafanız 1 milyar 500 milyorken şehri gezip tadını çıkarmanız mümkün değil. Yine gezersiniz ama yığılıp kaldığınız yerde, hayal dünyasında olur bu olay. Benden söylemesi. Öyle her yasağa da özenmeyin, yeter ama yaa. Dağılın uleynhhh!

BİSİKLET MESELESİ

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-ev-seyahat

Amsterdam demek bisiklet demek, bisiklet demek Amsterdam demek! Genci, yaşlısı, kadını, erkeği, çoluğu çömbeleği hatta 7 aylık hamilesi bisiklet kullanıyor. Evet evet yanlış duymadınız, hamile diyorum, hem de minimum 7 aylık hamile bir kadını bir eliyle göbeğini tutup öbür eliyle bisikleti kullandığını gördüğümde beynimin kullanılmayan %99’u çalışmaya başladı bir anda. Var olan benliğim, bilincim bu olayı algılamaya yetişmedi a dostlar. Nasıl yani, nasıl yaa, nasıl olur ki, ama nasıl nasıl nasıl????? Oluyormuş. Çünkü bisiklet kullanmak bir yaşam stili. Çünkü bisiklet kullandıkça daha da özgürleşiyor ruhlar, ne benzin parası, ne egzozun yarattığı hava kirliliği, ne de trafik. Hiçbiri yok.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet

Vızır vızır yanınızdan geçip gidiyor bisikletliler. Tek dikkat etmeniz gereken hangi yolda yürüdüğünüz. Bisiklet yolunda durmamaya özen göstermelisiniz ve karşıdan karşıya yayalar için ayrılan kısımdan geçmelisiniz. Bunlara dikkat ederseniz hiç sorun yaşamıyorsunuz. Bkz. ben. Bisikletliler çok anlayışlı olmayabilir, ilk kez Avrupa’ya çıkan adam “Yayaya büyük saygı var, kırmızıda geçseniz bile duruyorlar, sizi ezmiyorlar.” diye sevinir ya, bu eşsiz bilgiler bisikletlilerde işe yaramıyor. Çatara patara çarpabilirler, temkinli olun bence siz. Kurallara uyduğunuz sürece başınız hiç ağrımayacak emin olun.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-park

Ulaşımın büyük çoğunluğunu bisikletle gerçekleştirilen Amsterdamlılar o kadar da sütten çıkmış ak kaşık değilmiş meğerse. Seneden 20.000 ile 30.000 arasında bisiklet hırsızlığı oluyormuş. O yüzden de eski ve 2. el bisiklet kullanımı daha yaygınmış. Mantıklı. Bisikleti koyduğu yeri unutanlardan tutun da, bıraktığı yerde bulamayanlara kadar bir sürü vaka. Gidip de dönmemek, dönüp de bulamamak var 😀 .

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-ev-bisikletli

Bisiklet kiralama Amsterdam’da yapılacak şirin bir aktivite gibi görünse de bu konuda çok iyi değilseniz hevesinizi Büyükada’da alın derim ben. Çünkü çok hızlı kullanıyorlar bisikleti, siz bir taraftan haritaya bakayım, diğer taraftan da yolumu tutayım derken, Road Runner kılıklı bisikletli Amsterdamlıları kızdırabilirsiniz. Tamam eskiden atalarımız bir eliyle ata tutunup diğer eliyle ok fırlatıyorlarmış ama o kadar da ohannesburger meziyetleriniz varsa zaten hiç beni kaale almayın.

BLOEMENMARKT

“Hollandalılar laleyi bizden gördü, Osmanlı zamanında lale soğanlarını götürüp çoğalttılar, işi büyüyüp ticarete döktüler, turizimini yaptılar.” Nasıl? Tanıdık cümleler değil mi? Bu söylenenlerin doğru olması, Hollandalıların aklını kullanıp lale konusunda dünya devi olduğu gerçeğini değiştirmiyor ne yazık ki. Nazar etmeyelim ne olur, çalışalım bizim de olur!

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-lale

Gönül ister ki tulip denilince akla ilk Türkiye gelsin.. Artık Lale Devri zamanı nasıl kinlendiyse halk, belki de lalenin sözünü bile duymak istemedi onlar fakru zaruret içindeyken hanedanın  kaplumbağa sırtına mum koyma sistemiyle aydınlatılan Sadabad’da zevk-ü sefa içinde yaşaması nedeniyle.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-bloemenmarkt

Bloemanmarkt‘ta çeşit çeşit laleleri ve soğanlı bitkileri bulabilirsiniz. Hediye olarak da düşünebilirsiniz. Bu bölgede çok güzel hediyelik eşyacılar da var.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-cicek-pazari

Bir taşla iki kuş vurmak istiyorsanız çiçek pazarına muhakkak uğrayın derim. En azından gözünüz gönlünüz açılır. Çiçek güzeldir.

REMBRANDTPLEIN

Yollarda aylak aylak yürürken Amsterdam’ın bir diğer önemli meydanı Rembrandtplein‘e varmışız bir anda. Ünlü Hollandalı ressam Rembrandt‘ın 1876 yılında heykelinin inşa edilmesiyle onun adını almış meydan. Ayrıca ressamın Gece Nöbeti (Night Watch) isimli resminin dökme bronz heykellerle 3. boyut kazanmış hali heykelin hemen önünde yer alıyor. Gülümseyin çekiyorum. Çünkü ne kadar beklersem bekleyeyim, burayı boş bulamıyorum. Kadrajımdan ne istedin ey abla! Neyse, turistlerin klişe poz çekme özgürlüğü engellenemez : D .

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-rembrandtplein

Yavaş yavaş müze gezme vakti geldi artık. İstikamet Hermitage Müzesi!

HERMITAGE MÜZESİ

Saint Petersburg’taki Hermitage Müzesinin bir kolu olan Hermitage Amsterdam, Amstel Nehri kenarında, 1691 yılında klasik üslupla inşa edilen bir binada konumlanıyor.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-hermitage-muze

Amsterdam’ın Altın Çağı denilen en şaşaalı devirlerinde ünlü ressamlar tarafından yapılan toplu portreleri bu müzede inceleme şansı bulabilirsiniz. 30’dan fazla dev grup portreleri bize aynı zamanda 17. yy Hollanda’sının seçkin kişilerinin yüzlerinde dönemle ilgili de ipuçları sunuyor bence.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-hermitage-museum

Rembrandt Van Rijn‘in The Anatomy Lesson of Dr. Deijman”, adlı eseriyle bir anatomi dersinin detaylarını bütün çıplaklığıyla eserine taşımış. Beyin cerrahlarının algıda seçiciliğine takılacağını düşünüyorum.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-hermitage-anatomy-lesson

Nicolaes Eliasz Pickenoy‘un ünlü “The osteology lesson of Dr. Sebastiaen Egbertsz” (1619) tablosu da Hermitage Amsterdam‘da. Onu da üniversitelerde anatomi dersi veren hocalara armağan ediyorum.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-hermitagemuseum-tablo

Dev toplu portrelerin ışıklandırıldığı büyük salonu kuşkusuz ki Hermitage Amsterdam‘ın en etkileyici kısmı. Eğer Amsterdam’a 2 günden fazla vakit ayırıyorsanız bu müzeyi de listenize ekleyin derim.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-hermitage-painting

I AMSTERDAM LETTERS

Museumplein (Müzeler bölgesi) de Rijksmuseum‘un önünde boncuk gibi yan yana dizilmiş I Amsterdam Letters. I Amsterdam Letters’ın konumu gerçekten müthiş. Arkada Rijksmuseum, ön tarafta bir gölet.. Müze ve harflerin su üzerindeki yansıması muhteşem fotoğraflar çekmenize yardımcı oluyor.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-iamsterdamletters

Utanmayınız, bol bol fotoğrafını çekiniz, türlü şebeklikler yapınız, hakkınızdır! Ben harflere tırmanma olayına girmedim, zira zaten zirilyon tane adamla aynı anda fotoğraf çekiniyorsunuz, adınız Merve diye yapışıp sahiplendiğiniz “M” harfi tek başına manasızlaşıyor, elinizdeki tek “M” harfiyle de Malatya’ya mı gittiniz, Malabadi Köprüsü’nden mi atladınız anlaşılmıyor. O yüzden türlü şımarıklıklar yaptıktan sonra efendi gibi gelin benim durduğum yerden fotoğraf çekinin, iddia ediyorum en güzeli bende ablacım. Daha iyisini bul getir ben senden alayım : D .

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-iamsterdam

Ayriyetten maximum yapmak bir turist farzıdır, yapın, yaptırın. Tıpkı benim gibi : ) . Ben mesela havada duruyorum, şahitlerim var. Allaaaaaaaaaaaaah!!! Uçan Sabriye selam olsun!

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-gezgin-ev-fotograf

VAN GOGH MUSEUM

Yıllar evvel İstanbul Modern’deki “Van Gogh Alive” sergisinde kendimden geçmiştim. Işıklısına koşa koşa giden ben sahicisine mi gitmeyecektim, peeeeh! Mis gibi kuyruğumu da bekledim; pılımızı pırtımızı kutulara tıkıştırmamızı isteyen, zorla montlarımızı vestiyere verdirten görevlilere de çemkirmedim. Kuyrukta beklerken ürettiğim “Bi Starry Night’ınızı alırım.” olağan üstü başarılı (!) esprimle müzeye giriş yaptım. Bir de ne göreyim, meğersem o meşhur tablo bu müzede değilmiş. Hayal kırıklarım kalbime battı kanattı, tuttu fırlattı kalbimi, ezdi üstünü çiğnedi. Bu muhteşem eserin New York’taki Modern Sanat Müzesi’nde olduğunu geç de olsa öğrenmiş oldum. Neyse artık biz de patates yeriz : ( .

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-vincentvangogh

Vincent van Gogh kuşkusuz ki gelmiş geçmiş en iyi ressamlardan birisi. Buhranlarla dolu hayatı da oldukça ilginç. Akıllarda kulağını kesen adam olarak kalması da trajikomik. “The Potato Eaters” (Patates Yiyenler) (1885), “Sunflowers” (Ayçiçekleri) (1889),”Almond Blossom” (Badem Çiçeği) (1890) gibi önemli eserlerini ve otoportrelerini görebileceğiniz oldukça detaylı bir Vincent van Gogh sergisi içeriyor müze. Hediyelik eşya kısmında da eserlerinin baskısıyla hazırlanmış çeşit çeşit ürün bulabilirsiniz.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-sunflowers-vangogh

STADELIJK MUSEUM

Amsterdam’ın Modern Sanat Müzesi olur kendileri. Önce küvete benzeyen dış görüntüsüyle şaşırttı bizi.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-stedelijk

Sonra da modern sanatın uçsuz bucaksız okyanusunda bir tura çıkarttı. Fotoğrafta görünen pencerede efsanevi bir poz çekindim. Size de tavsiye ederim. Bu kıyağımı da unutmayın ; )  .

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-stedelijkmuseum

Amsterdam gibi bir özgürlükler şehrinde, özgürlüğün en çok manasını bulduğu modern sanat tabii ki baş tacı. Beni en çok etkileyen çeşit çeşit figür, mimari yapı, deniz canlıları, bitkileri içeren stickerları kesip müze duvarlarında kendi dünyamızı oluşturduğumuz atölye oldu. Kişilerin hayal gücüne hayran kaldım. Ben de kendimce bunu yaptım. İçimizdeki çocuğun da gönlünü aldığımıza göre bu Amsterdam gezisi %90 hedefine ulaşmış demektir.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-modern-sanat

AMSTERDAM’DA BAKKAL

Onca gezdik, yorulduk; hiç mi susazmadık? Hiç mi canımız bonbon, jelibon, kraker, cips, çokonat, kokonat çekmedi? Tabii ki çekti ve Amsterdam’ın önemli market zincirlerinden Albert Heijn’leri tercih ettik genelde. Tabii market gezisi sadece fiziksel ihtiyaçlar için yapılmadı, yereli daha iyi tanımanın bir yolu da marketleri incelemektir.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-albertheijn

Market gezisi sonunda anladım ki Amsterdamlılar tembeller. Evet tembel. Ne yemek yapacaksa o yemeğin tüm malzemelerini içeren setler satılıyor. Tembel dedik ama haklarını da yemeyelim. Bu büsbütün pratiklik! Zaten Amsterdam’da çok fazla yemek pişirme kültürü yokmuş, az biraz hevesi olanların da hevesleri kırılmasın diye ellerinden geleni yapmışlar.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-albertheijn-market

O minicik evlerin pek çoğunda mutfak bile yok. Dışarıda çeşit çeşit yemek alternatifi var sonuçta. Dünyanın tüm mutfakları Amsterdam’da, hayatımda belki hiç gidemeyeceğim ülkenin yemeğini yer avunurum ben de : ) . Market konusunu saptırmadan meramımızı anlatalım. Arkadaşlar; bakın, birazdan Vondelpark‘a gideceksiniz (tabii ki de gideceksiniz, vururum) öyle el elde baş başta, sallım süllüm, salına da salına da gitmeye kalkışmayın. Orası Türkiye park ve bahçeler müdürlüğü değil, öyle belediyenin işlettiği, duyulmamış markaların iki katı fiyatına satıldığı dandirik büfeler yok. Edebinizle gidin Stadelijk Müzesi‘nin yanındaki AlbertHeijn‘den sandviçinizi, içeceğinizi, kuruyemiş, bakliyat ve hububatlarınızı alın, sonra da Vondelpark‘ın mükemmelliğinin harikalığının tadını çıkarın! Yapın bunu! Çok güzel oluyor.

VONDELPARK

Museumplein‘e olabildiğince yakın konumuyla Vondelpark, yapılacak müze gezisinin sonunda kendinize vermeniz gereken bir ödül bence. Yukarıda baskı kurduğumuz üzere, adında muhakkak “j” bulunan bir isme sahip malum marketten nevalenizi aldıktan sonra Vondelpark‘a gidebilirsiniz. Kaç saat orada takıldık, ne yaptık ne ettik hatırlamıyorum ama vücudumda ikamet eden negatif enerji bile dayanamadı bıraktı kendini toprağa!

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-vondelpark

Önce güzel bir yürüyüş yapıp sonra çimlere yayıldık. Nevalemizi de yaydık, keyifle yedik içtik. Bir yanda bisikletliler, bir tarafta yürüyüş yapanlar, çimlerde uzanıp yatanlar, gitar çalıp dans edenler, hiçbir şey yapmadan öylece orada duranlar… Hani bazen insan hiçbir şey yapmak istemez. Dikildiği yerde bir ağaç olsun ister. Vondelpark o kadar doğa ile iç içe ki, ağaç olmak istiyorsunuz. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine! Üstad Nazım Hikmet bu dizeleriyle ne de güzel anlatıyor aslında.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-vondelpark-nilgunkarakas

Hani özgürlük, özgürlük diye diye kendimizi paraladık ya, özgürlük keyif verici madde kullanım özgürlüğü değil sadece, ülkende bulunan yeşil alanlarda rahat rahat gezinip vakit geçirebilme özgürlüğüne de paha biçemem ben, çünkü yokluğunu yaşıyoruz. Göletin dibinde hınzır bir ördekle geçirdiğim o şirin dakikaları mumla arıyorum. Amsterdam çok güzel, Amsterdam can, Amsterdam mahalle baskısından değil, insana duyulan saygıdan ötürü muntazam!

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-vondelpark-ozgurluk

AMSTERDAM’DA HEDİYELİK EŞYA

Hiç korkmayın, kafanıza takmayın, Amsterdam tam bir hediyelik cenneti, tatil dönüşü aç kurtlar gibi sizden hediye bekleyen 1. halka aileniz ve bir takım hatırlı arkadaşlarınıza birbirinden güzel hediyeler alabilirsiniz.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-tahtaayakkabi-hediyelik

Tahta Ayakkabılar

Hollandalıların Clog dediği bu tümüyle el yapımı tahta ayakkabılar eskiden kullanılıyormuş ancak artık daha ziyade turistler tarafından satın alınan bir hediyelik objeye dönüşmüş. Asla kullanamayacağım bu ayakkabıları almak yerine tahta ayakkabı figürlü magnet, anahtarlık almayı yeğledim ben. Kullanışlı olabilsin diye ev terliği formatına dönüştürülenleri de tercih edebilirsiniz. Ayrıca şehre serpiştirilmiş dev tahta ayakkabılarla fotoğraf çekinmek bir Amsterdam mecburiyetidir. Utana sıkıla ben de bir fotoğraf çekindim elbet, klişeme sağlık!

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-tahta-ayakkabi-clog

Laleler, Laleler, Laleleeerr

Yukarıda değindiğimiz üzere Hollanda lale sektörünü domine eden, dünyadan binlerce turisti lale turizmi ile ülkesine çekmeyi başarabilen bir ülke. Özellikle Bloemenmarkt‘ta çeşit çeşit laleleri ve onların soğanlarını bulabilirsiniz. Bir file lale soğanı alıp ikişer ikişer arkadaşınıza dağıtıp size Hollanda’dan hediye getirdim arkadaşlar diyebilirsiniz, kimse yadırgamaz. Ama “Yok ben ucuza kaçmiim, Ezgisu da bana Tanzanya’dan kurukafa getirdiydi.” diyorsanız sizi şöyle alalım.

Magnet & Biblo & Karküresi

Yurtdışı seyahatlerinin vazgeçilmezi magnet. Buzdolabı üzerinde koloni kurup kardeş kardeş yaşayan magnetler, magnetlerimiz.. Kim sevmez ki? Amsterdam evleri, tahta ayakkabı, yel değirmeni, marihuana dokundurmalı, seks çağrışımlı çeşit çeşit magnetten muhakkak zevkinize göre birşeyler bulabilirsiniz. Hollada’da birlikte görmeye alıştığımız mavi ve beyaz renkli zarif biblolar; öpüşen çift biblosu, yel değirmeni, inek, çan şeklinde biblolar.. Ve Amsterdam evleriyle harmanlanmış karküreleri.. Ben bu saydıklarımın hepsinden de aldım.

Peynir ve Stroopwaffle

Bu iki lezzet Amsterdam’ın sembolü olmuş adeta. Hem peyniri hem de stroopwaffle ı hediyelik olarak düşünebilirsiniz. Daha detaylı bilgiyi ise Amsterdam Yeme İçme İşleri adını verdiğimiz yazımızda bulabilirsiniz.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-peynir-gouda

X X X mi? O da nesi?

XXX Amsterdam’ın 1. yy’dan beri sembolü. Bu X’lerin Amsterdamlıları kutsadığına inanılıyor. Biri yangından, biri selden, diğeri de vebadan. Zaman içerisinde kraliyet hanedanının armasında da yer verilen bu 3 X günümüzde turistik anlamda başka bir boyuta taşınmış durumda. Çünkü bu X’leri görenlerde cinsellik çağrışımı yapıyor. Üzerinde XXX bulunan, aklınıza gelebilecek envai çeşit hediyelik eşya da bir alternatif olabilir.

Kısa Kısa..

  • Herkes çatır çatır İngilizce konuşuyor, rahat olun. Sırf Red Light için kalkıp te Amsterdam’a giden Mahir kadar İngilizce bilen (yani bilmeyen)  abiler dahi sorun yaşamıyor.
  • Hava soğuk. Yazın gitseniz bile serin oluyormuş. Ben mayısın son haftası gittim. 2 gün yağmur çamur, iki gün de hafif güneşli tatlı bir bahar havası vardı. Ama genel olarak soğuk bir memlekete gittiğinizi unutmayın ve muhakkak yanınıza şemsiye&yağmurluk alın.
  • Giyim kuşam konusunu çok abartmamanızı tavsiye ediyorum. Spor ve rahat kıyafetler Amsterdam’ın ruhuna daha uygun. Paris’e gitseniz anlarım ama Amsterdam’da prenses tarzı elbiseli, babetli kız out, saçını taramamış sweetshirt giymiş kız in, haberiniz olsun!
  • Yarım yamalak öğrendiğiniz flemenkçenizle nispeten uzun cümleler kurmaya kalkmayın, biz denedik, olmadı. Yani onlar da Flemenkçe cevap veriyor, minimum 1 dakika manasız bakışıldıktan sonra yeniden İngilizce sipariş veriliyor. Kendimden biliyorum.
  • Kalvarstraat denilen caddede alışverişseverleri mutlu edecek cinsten pek çok mağaza var. Özellikle spor ayakkabılar bizdekinden çok daha uyguna geliyor. Hele bir de kampanyaya denk geldiniz mi tadından yenmiyor. Türkiye’de 507 TL’ye satılan bir spor ayakkabıyı orada 59 £’ya gördüğümde önce bir aşırı sevinç yaşadım, sonra 40 numara olduğunu fark edince de gözyaşlarımı tutamadım. Siz siz olun, ayağınız 40 numara olsun : D .
  • Fırsat bulursanız Anne Frank Huis’e, Beijnhof’a, Heineken Experience’e de gidin. Bunlara vaktim kalmadı.
  • Çin Mahallesine uğrayın. Hem mimari yapı renkleniyor, hem de ilginç mekanlarla karşılaşabiliyorsunuz. Ama dikkatli olun, Red Light District bile daha güvenli geldi bana.

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-chinesetown

  • Kısa kısa deyip konuyu iyiden iyiye uzatan Yesempatik‘i sevin, okuyun, okutun. Penguen iyidir..

Velhasılıkelam, Amsterdam rüya gibi bir şehir vesselam.. Ben gerçekten çok sevdim. Yine olsa yine giderim. Tutmayın küçük enişteyi! Gidin arkadaşlar, ona buna kulak asmadan, korkmadan, çekinmeden, güle oynaya gidin. Bana da ordan kart yollayın, gelirken de bi goudanızı alırım; ) .

yesempatik-amsterdam-gezi-rehberi-seyahat-gezgin-kanal-bisiklet-nilgunkarakas

Amsterdam’ın lezzetli taraflarını da pek yakında Amsterdam Yeme İçme İşleri adlı yazımda anlatacağım. Takipte kalınız.

Yeni bir keşifte görüşmek üzere..

Kalın sağlıcakla, afiyetle..

Eyvallah..

Nilgün KARAKAŞ

Haarlem maceraları için sizi bu yazımıza alalım..

Amsterdam’da ne yenilir ne içilir diyorsanız sizi de böyle alalım..

Belki bunlarla da ilgilenebilirsiniz

3 Yorumlar

  • Cevapla
    sevda serbest
    27 Ekim 2016 at 10:20

    Çok keyifli ve Amsterdaam’a hemen gitsem ya bu hafta sonu dedirten bir yazı olmuş. Gitmeden önce yine okumalık.

    • Cevapla
      Nilgün Karakaş
      27 Ekim 2016 at 10:46

      Peki ya bu yorumun tatlılığı 🙂 Yeme içme yazısı da geliyor yakında, ee “Hayat yiyince, gezince, gülünce güzel!” 🙂

Yorum Bırakın