Genel İstanbul Mekanları

Nişantaşı’nda Yeni Kahve Durağı: Coffee Bain

Biz ilkokuldayken anket defteri tutmak pek modaydı. Herkes kim bilir nereden bulduğu ajandaları anket defterine dönüştürüp, kenarına süsler çizip, ahret soruları kıvamına getirilmiş sorularını bir bir sıralardı bu deftere. Sonra da binbir rica, ardından tehditle o sorular cevaplanırdı. “Hobileriniz nelerdir?” sorusu vardı ki can yakar! O zamanlar herkesle aynı şeyleri yazardık. Aslında sanırım şimdi de öyle. Bana sorduklarında hobilerimi, ilk sıralarda yeni açılan üçüncü dalga kahvecileri keşfetmek geliyor. Çekirdekler nereden alınmış, nasıl kavrulmuş işte bunlar hep önemli 🙂 Duyduk ki Nişantaşı’nda Coffee Bain açılmış. Kahve kokuları Nişantaşı Şakayık sokaktan yayılmaya başlamış, bir gidip ziyaret edelim dedik. Ahmet Çoban ve Sebai Yılmaz ortaklığında açılan mekana sanırım hoşgeldik 🙂

 

 

Ahşabın huzur veren ambiansına eşlik eden soft müzikler sizi alıp hemen uzaklara götürmeye söz vermiş gibi.. Bir yudum alıyorsunuz kahvenizden ve kendinizi Guatemala’da buluyorsunuz. Bu çekirdekler kendi diyarına götürüyor sizi.

 

 

Mekan ufak ama dekorasyonda kullanılan cam detayı gerçekten derinlik kazandırmış ve mekanı geniş göstermiş. Ortadaki uzun ahşap masanın üzerinde, tavanda yer alan ayna ise bizim gibi fotoğrafseverlere güzel malzemeler çıkartıyor. Fotoğraf için Bgnneyesem‘e teşekkür ederim 🙂

 

 

Bir Ninüsözü der ki “Lattesiz çıkmam ağbi, kapuçinodan bıkmam ağbi!” Madem öyle, ilk işim latte denemek oluyor.

Lattelerini 4 farklı çekirdekten oluşan özel harmanlarından yapıyorlar (Kenya, Guatemala, Colombiya, Kosta Rika). O kadar sevmeme rağmen lattem hep yarım kalır, ama Coffee Bain’de hürph diye gitti doğrusu 🙂

 

 

Hızımı alamadım bir de fındıklı tarçınlı latte sipariş ettim. Tarçın severim, fındık severim, latte pek tabii ki severim; o yüzden ikinci kahvem de benzer hürphh sesiyle yemek borumdan mideme doğru zevkle yol aldı 🙂

 

 

Mekan benim gibi sütlü kahve severleri kırmasa da asıl uzmanlık alanları filtre kahveler. Zevkinize göre siphon, aeropress, chemex ve V60  kahvelerini de tercih edebilirsiniz.

 

Sert kahve sevenlere Kosta Rika ve Kolombiya, daha yumuşak içimli kahve sevenlere ise Kenya ve Guatemala’dan gelen çekirdeklieri tavsiye ediyorlar. Ben bir Kenya’ya gidip geleyim 🙂

 

      

 

Klasik tatlar severim derseniz Türk Kahvesi ve Dibek Kahvesi de içebilirsiniz.

 

 

Kahvenin yanında en iyi ne gider konusunda güzel kafa yorulmuş ve hoş kombinasyonlar çıkmış ortaya. Baristamıza sorduk ve 3 cevap aldık:
1. Lattenin yanına Oreo Magnolia
2. Filtre kahvenin yanına daha da şekerli Alman Pastası ve Paris Brest
3. Sifon kahvenin yanına Pişmaniyeli Chocolate Mousse
Enfes eklerler, çilekli, muzlu alman pastaları deyim yerindeyse ağzınızı sulandırıyor.
Havuçlu Kek ne yazık ki bu lezzetlerin yanında sönük kalıyor. Başka zaman getirin bir çırpıda yerim ama yanıbaşımda tepesine çilek konulmuş bu kremalı pastalar dururken ilgimi çekmedi tıpkı karışık çerez tabağında çekirdeğin hakir görülmesi gibi 🙂 
Mekana ilk geldiğinizde pastaları bir heyecanla yiyeyim derken kahvenizi soğutabiliyorsunuz. O yüzden ben mekana ikinci kez gittim ve şu anda bu satırları pastalara karşı yazıyorum 🙂
Her daim geleni var. Hemen sevildi, benimsendi belli ki. Daha şimdiden arkadaş buluşmalarının, yahut yalnız gelip kafa dinleme tercihinde olanların mekanı haline gelmiş.
Nişantaşı‘na böyle bir mekan gerekmiş! O boşluğu güzel doldurmuş Coffee Bain.  Güzel kahveleri ve sevimli dekorasyon detaylarıyla kahveseverilerin gönlünü fethedecek belli ki.
Gittim, tattım, beğendim.
Test edildi, onaylandı 🙂
İşte bu da kanıtı 🙂

 

 

Size doyum olmaz ama bana müsaade..
Kalın sağlıcakla,
Afiyetle..
Eyvallah..
Nilgün KARAKAŞ
Adres: Teşvikiye Mah. Şakayık Sok. No:10 Şişli, İstanbul

Belki bunlarla da ilgilenebilirsiniz

Yorum yok!

    Yorum Bırakın